Eğitimde Koçluğun Gücü
Günay Özarın Öztürk2023-02-22T15:11:58+03:00KOÇLUĞUN VE EĞİTİMİN AMAÇ BİRLİKTELİĞİ
Koçluk, öğrenme ve gelişmeyi desteklemeyi amaçlayan bir konuşma aktivitesidir, bu nedenle kişilerin kullanılmayan potansiyellerinin daha fazlasını elde etme yeteneklerini arttırır. Koçluk anlayışının bu amacı, eğitim kurumlarının amacı ile mükemmel bir şekilde örtüşür. Etkileşimin “kendi kendini yöneten” doğasına odaklanan koçluk, öğretme ile ilgili değildir. İnsanların kendi doğal meraklarıyla bağlantı kurarak kendileri için öğrenebilecekleri ortam yaratmakla ilgilidir.
Geleneksel koçluk çalışmalarına (bire bir görüşmeler) ek olarak, koçluğun öğrenme ortamlarında olumlu ve dönüştürücü bir etkiye sahip olabileceğine inanıyorum. Öğrenme ortamı denildiğinde ilk akla gelen yer okullar olmakla birlikte, bireylerin okul öncesi ilk öğrenme ortamları evleridir. Okullar bitip bireyler hayata atıldıklarında ise, yeni öğrenme ortamları işyerleri olur. Öğrenme ortamlarının liderleri (okul müdürleri, ebeveynler ve genel müdürler), eğitimciler (öğretmenler, anne-babalar, şirket içi eğitim sorumluları) ve öğrenenler (öğrenciler, çocuklar, çalışanlar) günlük etkileşimlerde koçluk becerilerini kullanabilir, “koçluk yaklaşımı” benimseyebilir veya koçluk kültürlerinin oluşturulmasına yönelik olarak çalışabilirler.
EĞİTİM KOÇLUĞU NEDİR VE NE İŞE YARAR?
Eğitim koçluğu, öğrenme ortamı için güçlü sonuçlar doğurur. Eğitim koçluğu sayesinde, eğitim verenlerin gerçek güçlerine ulaşmaları mümkün olur. En önemli etkisi ise, eğitmenlerin öğrenenlere modelleyebilecekleri beceriler kazanmalarına aracı olmasıdır. Eğitmenler, koçlarla kendi eğitim ve kişisel problemleri üzerine çalıştıktan sonra öğrenenlere benzer yollarla çözümler üretmeleri için yardımcı olabilirler. Bu şekilde; eğitmenler, öğrenenlerle olan ilişkilerinde daha az kural koyucu olurlar. Öğrenenler ise, öğrenmelerinden ve hayatlarından daha fazla kendilerini sorumlu hissederler.
EĞİTİM KOÇLUĞU İLE PROFESYONEL GELİŞİM, GERİ BİLDİRİM VE BÜYÜME KÜLTÜRÜNÜN OLUŞTURULMASI
Kararlı ve etkili eğitmenlerle, yaptıkları işi neden yaptıkları konusunda hiç konuştunuz mu? Onların işleriyle ilgili merakları nedir? Neden sorgulayıcı ve yansıtıcı bir yapıları vardır? Özellikle öğretmenler ile iletişim halinde olan bir eğitmen olarak hepsinin ortak cevabının “Öğrencileri için ellerinden gelenin en iyisini yapmak istemeleri” olduğunu söyleyebilirim.
İyi iş yapmanın peşine düştüğümüz zaman, amacımızdaki derin anlamı kavrar, yaptığımız katkının hazzı ile doyar ve bizi gururlandıran işi yapmanın memnuniyetini yaşarız.
Peki, eğitim verenleri bu türden bir memnuniyeti daha sık yaşayabilmeleri için nasıl destekleyebiliriz? Bu sorunun cevabını eğitim koçluğu ile profesyonel gelişim, geri bildirim ve büyüme kültürünün oluşturulmasında bulabiliriz bence.
Bu kültürde, eğitim sürecinde yapılan gözlem ve/veya öğrenenlerin çalışma örneklerine dayanan akranlar arasında “öğrenme konuşmaları” vardır. Eğitim koçluğu eğitim uygulamalarını geliştirmenin en etkili yollarından biridir.
Bazı eğitmenler, eğitimlerini gözlemlemek için başkalarını sınıflarına davet etmekten rahatsız olabilirler. Bu rahatsızlığın nedeni, gözlemin içeriği, kuralları ya da geri bildirimdeki tutum hakkındaki belirsizlik olabilir. İşte burada tüm koçluk becerileri ile devreye giren Eğitim Koçluğu, eğitmenlerin birbirlerine akran koçluğu yapma prensiplerini ve süreçlerini netleştirir.
Eğitim veren kurumlar, ister adları “okul”, isterse “şirket içi eğitim birimi” olsun, öğrenene odaklandıkları kadar öğretene ve öğretme sistemlerine de odaklanmalılar. Bu odaklanma sırasında, “Eğitim Koçluğu”nun kapılarından içeri girmesine izin verirlerse planladıkları eğitim; içindeki derin anlama hizmet eden, katkı sağlayan ve memnunluk veren sonuçlar doğuracaktır.