Özü Bulmak ve Öz Şefkat Üzerine…
Mitolojik bir öykü üzerinden, öz değer, öz şefkat, öz güven farkındalığını yorumlamaya ne dersiniz?
Heykeltıraş Pygmalion bir gün bir kadın heykeli yapmaya karar verir ve fildişinden o zamana kadar yapılmış en güzel kadın heykelini yapar. Tanrılara, karşısına ona benzeyen bir kadın çıkarmaları için yalvarır. Bu aşk, aşk tanrıçasının dikkatini çeker ve Pygmalion’un dileğini gerçekleştirmeye karar verir. Pygmalion bir gün, venüs bayramında, eve dönüp heykelini dudaklarından öper ve onun canlı bir kadına yani Galateia’ya dönüştüğünü görür.
Galeteia, heykeltıraşı olan kocasının, elinde hayat bulur. Ancak hayat ona özgürlük değil, esaret verir.
Pygmalion, onu sadece bir nesne olarak görerek, köleleştirir. Galateia’nın tek istediği küçük kızıyla dışarı çıkıp güneşin altında birazcık yürümektir.
Öykünün kahramanı Galateia’nın ifadelerine kulak verelim.
“Ben eskiden taştım. Güzeldim güzel olmasına ama mutluluğu, kaçışı elinden alınmış bir güzellik neye yarar? Tek arzum biraz dışarı çıkıp güneşin altında yürümekti… Kızımla beraber…
Mutluluğu, huzuru elinden alınmış her kadın gibi isyandadır kalbi… Galateia, hayalleri olan kızı Paphos’un da aynı kadere sürüklendiğini fark edince özgürlüğüne bir an evvel ulaşmak adına başka bir ihtimalin peşine düşer, mücadelesinin amacı belli olmuştur.
Bize başka ihtimalleri düşündüren, karar alma mekanizmamızı tümüyle değiştiren bu öz süreçler neler olabilir?
Özgürlüğe, özgünlüğe, öze ulaşma süreci, neden bu kadar sancılı hiç düşündünüz mü?
Çocukluktan başlayan bir yolculuk olması, seçimlerimizi ve etki alanlarımızı içermesi, yaşam deneyimini çok boyutlu bir bakış açısıyla sunması mı?
Yoksa, etki alanlarımız dışında kalan konuları içermesi mi?
Saygı, sevgi, anlayış, takdir edilme, duygularının derinliğiyle olan bir ilişki mi?
Bu sorular üzerinde düşündüğünüzde, kendinizle olan ilişkinize, çok farklı bir pencereden baktığınızı göreceksiniz.
Hadi öyküye yeniden dönelim. Galateia, kendisiyle yüzleşirken şu ifadeleri kullanıyor.
“Belki doğru kelime doğmak değildi ama bu değilse ne bilmiyorum, uyanmak mı, kabuğundan çıkmak mı?”
Baktığınız nokta öz şefkat, öz güven, öz değer için çok değerli bir çıkış noktası olabilir. Bu çıkış noktası, belki yeniden doğuş, belki de bir uyanış, belki de kabuğundan çıkmak olur. Ama en önemlisi gerçekten bir adım olur.
Tıpkı, Seneca’nın dediği gibi “Cesur bir ruhla, kederinizi sınırlamaya değil, yenmeye karar verin…
Yaralarınızı gizlemeyin, savaşın. Ve mücadele gücünüzü kaybetmeyin. Çünkü, olaylara nasıl tepki vereceğimiz en önemli özgürlüklerimizden biridir. Ve gözyaşları boşuna akmaz, gücümüzü gösterirler, zayıflığımızı değil…
Bu yazı, yaralarından utanmayan, yetişkin ruhlu çocuklara, insan kalanların varlığına adanmıştır.
Sezen Çobanoğlu Talay
Sezen Çobanoğlu Talay Hakkında
Sezen Çobanoğlu Talay. Trakya Üniversitesi Radyo ve Televizyon Yayıncılığı, ardından Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünü tamamladı. 2019 yılında ise Trakya Üniversitesi Görsel Kültür Anabilim Dalında yüksek lisans yaptı. Turkcell Global Bilgi de uzun yıllar yönetici olarak çalıştı ve şu an eğitmen olarak görev yapıyor.2017 yılında Sanat Kavramı ile Tanışma ve Transaksiyonel Analiz konulu, 2018 yılında ise Çocuklardan Liderlik Öğretileri başlıklı bildiri metinleri resscongress tam metin kitabında yayınlandı. Çocuklardan Liderlik Öğretileri kapsamında hazırladığı çalışmada, bir lider olarak uygulanması gereken davranış modellerinin aslında daha küçücük bir çocukken bizlere öğretilen temel davranış değerleriyle olan ilişkisini yakından gözlemledi. ICF onaylı bireysel ve takım koçluğu sertifikalarına sahip. Aynı zamanda mentorluk yapıyor. Kendi özgün içeriği ile şekillendirdiği ”Çocuklardan Liderlik Öğretileri” ve “Şarkılarla Transaksiyonel Analiz ” başlıklarında iki eğitim içeriği var.