Dönüşümün İki Yüzü: Böceğin Yalnızlığı ve Durumsal Liderliğin Gücü
Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı eserindeki Gregor Samsa’nın fiziksel ve ruhsal dönüşümü, terfi alan bir kişinin yaşadığı sosyal, duygusal ve profesyonel dönüşümle ilginç paralellikler taşır. İlk bakışta, bir sabah dev bir böceğe dönüşmek ile kariyer basamaklarında yükselmek arasında bağlantı kurmak oldukça şaşırtıcı gelebilir. Ancak her
iki durumda da birey, yeni bir kimliğe bürünmek zorunda kalır ve bu durumun hem iç dünyasında hem de çevresiyle olan ilişkilerinde derin etkileri olur.
Gregor’un bir böceğe dönüşmesi, çevresi tarafından anlaşılamayan, dışlanan ve giderek yalnızlaşan bir bireye dönüşmesini simgeler. Terfi alan bir kişide benzer şekilde, yeni sorumlulukları ve değişen beklentileriyle birlikte çevresindeki insanların tutumlarının değiştiğini hissedebilir. Tıpkı Gregor’un ailesinin ona tiksinti ve kayıtsızlıkla yaklaşması gibi, terfi alan bir kişi de çevresinden anlaşılamama, hayranlık ya da mesafeli bir saygı gibi karmaşık tepkilerle karşılaşabilir. Bu durum, kişinin kendini yalnız hissetmesine neden olabilir.
Ruhsal dönüşüm açısından bakıldığında, Gregor kendini anlama sürecinde büyük bir çatışma yaşar; böcek formu, toplumsal rollerin ve beklentilerin
baskısı altında ezilmiş bir insanın iç dünyasını simgeler. Terfi eden kişi için de bu yeni pozisyon, özgüven ve yetkinlik konularında içsel sorgulamalarla
dolu olabilir. Yeni kimlik, bireyi yabancılaşma ve aşırı yük hissi ile baş başa bırakabilir.
Gregor’un dönüşümü ve terfi süreci, bireyin dış dünyanın beklentileriyle kendi içsel gerçekliği arasındaki çatışmayı keşfetmesini gerektirir. İkisi de
bir tür “dönüşüm” hikayesidir: biri bir çöküşü ve yalnızlaşmayı temsil ederken, diğeri başarı olgusunun altında yatan psikolojik mücadeleleri gözler önüne serer.
Kafka’nın eseri, bu tür dönüşümlerin insanın özünü nasıl dönüştürdüğünü anlamak için güçlü bir metafor sunar.
Gregor Samsa bu konuda konuşacak olsaydı, belki şöyle derdi:
“Böceğe dönüştüğümde, kimse beni anlamadı; ama galiba terfi ettiğimde de kimse beni anlayamazdı, çünkü her iki durumda da insanın yükü ağırlaştıkça yalnızlığı artıyor.”
Peki bu derin benzerliğin altındaki, içsel çatışmayı nasıl çözümleyebiliriz? Gregor Samsa ve terfi alan kişinin hikâyesini durumsal liderlikle
ilişkilendirmek, değişim ve uyum süreçlerinde bireylerin ve çevrenin nasıl bir rol oynadığını anlamak açısından oldukça anlamlıdır.
Durumsal liderlik teorisi, liderlerin farklı durumlara ve bireylerin ihtiyaçlarına göre esnek bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini savunur.
Durumsal liderlik modeline göre, Gregor’un bu yeni durumunda “destekleyici liderliğe ihtiyacı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ailesi, onun
hem fiziksel hem de duygusal dönüşümüne uyum sağlayarak, ona empatiyle yaklaşmalı ve iletişim kurmaya çalışmalıydı.
Ancak Gregor’un ailesi, onun dönüşümünü yalnızca bir yük olarak gördü vehem Gregor’u hem de kendi düzenlerini kaybetti.
Gregor Samsa’nın hikâyesi, ailesinin liderlik ve destek rolünü üstlenememesinin bir çöküşe nasıl yol açtığını gösterirken, terfi alan
çalışanın başarısı da çevresindeki liderlerin onu doğru şekilde yönlendirmesine bağlıdır.
Eğer bir lider, çalışanın ihtiyaçlarını doğru analiz edemezse, Gregor’un yalnızlığı yaşadığı gibi, terfi alan çalışanda da tükenmişlik ve mutsuzluk
yaşar. Özgüven kazanması gereken bir süreç, eğer doğru yönlendirilmezse, kaygı ve yabancılaşmayla sonuçlanabilir.
Durumsal liderlik, hem Gregor gibi bir krizin ortasındaki bireylerin hem de terfi alan gibi büyüme sürecindeki bireylerin ihtiyaçlarına duyarlı bir
yaklaşımı gerektirir. Liderlerin, bireylerin geçirdiği dönüşümleri anlaması ve onlara uygun bir rehberlik sunması, dönüşüm süreçlerini bir yıkım değil, bir
gelişim hikâyesine dönüştürebilir.
Ne dersiniz? Gregor Samsa’nın ailesi ve sosyal çevresi durumsal liderliği, empatiyi kendisine hissettirseydi, hikayenin sonu farklı biter miydi?
Gregor Samsa’nın karanlık yalnızlığı, potansiyel olarak büyüyebileceği, gelişebileceği bir sürece dönüşemez miydi? Bir ışığa dönüşürdü belki de?
Kim bilir?
Sancıları özgürlüğe dönüştüren ve anlam yaratan liderlere ithaf edilmiştir.
Sezen Çobanoğlu Talay
Turkcell Global Bilgi Eğitim ve Gelişim Uzmanı
Sezen Çobanoğlu Talay Hakkında
Trakya Üniversitesi Radyo ve Televizyon Yayıncılığı, ardından Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünü
tamamladı. 2019 yılında ise Trakya Üniversitesi Görsel Kültür Anabilim Dalında yüksek lisans yaptı. Turkcell Global
Bilgi de uzun yıllar yönetici olarak çalıştı ve şu an eğitim ve gelişim uzmanı olarak görev yapıyor.
2017 yılında Sanat Kavramı ile Tanışma ve Transaksiyonel Analiz konulu, 2018 yılında ise
Çocuklardan Liderlik Öğretileri başlıklı bildiri metinleri resscongress tam metin kitabında yayınlandı.
Çocuklardan Liderlik Öğretileri kapsamında hazırladığı çalışmada, bir lider olarak uygulanması gereken davranış modellerinin aslında daha küçücük bir çocukken bizlere öğretilen temel davranış değerleriyle olan ilişkisini yakından gözlemledi. ICF onaylı bireysel ve takım koçluğu sertifikalarına sahip.
Aynı zamanda mentorluk yapıyor. Kendi özgün içeriği ile şekillendirdiği ”Çocuklardan Liderlik Öğretileri” ve “Şarkılarla Transaksiyonel Analiz ” başlıklarında iki eğitim içeriği var.