Tenisin İçsel Oyunları Bülteni
Değerli Step Up Kitap Kulübü üyemiz merhaba,
İlkini 27 Aralık 2023 günü online olarak gerçekleştirdiğimiz kitap kulübü toplantısına sizin de dahil olduğunuz 62 kitap dostumuz katıldı. Bu toplantımızda Timothy Gallwey’in Tenisin İçsel Oyunları eserini tartıştık. Çok keyifli bir etkinlik oldu. Tadı damağımızda kaldı. Başlangıçta kulübün hikayesine değindik. Sonra M. İlker Aksoy, Elif Tuğrul ve Yüksel Eryılmaz’dan oluşan kitap kulübü yönetimi kendisini tanıttı. Peşinden başlangıç tarihi olarak neden 27 Aralık’ın seçildiğine değindik. 27 Aralık 1919’da halk arasında Kızılca gün olarak adlandırılan Atatürk’ün Ankara’ya gelişidir. Ankara’da coşku ile kutlanır. Burada millî mücadelemizin merkezinin artık Ankara oluşuna vurgu yaparken, bu değişimin ve başlangıcın bize de ilham olmasının altını çizdik. Ayrıca bize bu güzel vatanı emanet eden büyüklerimize de minnet ve şükranlarımızı dile getirdik. Devamında Atatürk’ün okuduğu kitap sayısının 3.997 oluşuna vurgu yaptık. O zor şartlarda böylesi bir sayıya ulaşan ulu önderin bize olan ilhamına değindik ve ne kadar çok mazeret üreterek okumaktan uzak kaldığımızı konuştuk. Kitap kulübüyle;
- Kolektif aklı yakalamak,
- Birbirimizden öğrenmek,
- Aynı kitabı farklı gözle değerlendirmek,
- Network oluşturmak,
- ICF 16 no’lu etik kuralında “bir ICF profesyoneli olarak ben sürekli kişisel mesleki ve etik gelişim yoluyla mükemmelliğe ulaşmayı taahhüt ederim” şeklinde yer alan ilkesini gerçekleştirmek, konularını hayata geçirmeyi amaçladığımıza değindik.
Sonrasında aşağıda belirttiğimiz çerçeveye göre sıra ile 3’er dakikalık kitap hakkındaki görüşlerimizi paylaştığımız bölüme geçtik. Çok öğretici bir akışla geçen bu kısımdaki öğrenmelerimizi paylaşacağız ama öncesinde Step Up Eğitim Departmanı Yöneticimiz Canan Gencer Mayuk tarafından hazırlanan özeti onun kalemi ile sizinle paylaşmak istiyoruz:
“Kitapta Gallwey ’in benlik 1 ve benlik 2 tarifleri bana John Whitmore un Performans için Koçluk kitabındaki Koçluk formülünü hatırlattı. P= P-P (Performans=Potansiyel-Parazit) formülü sanki benlik 2’nin içinden benlik 1’i çıkardığınızda ortaya çıkan gerçek potansiyeli tarif ediyordu. Burada Benlik 1 parazitleri, iç sabotajcımızı, Benlik 2 ise içimizde var olan potansiyelli ve özgüveni simgeliyor olabilir.
İçsel oyunun amacı; performansımızı sürekli olarak arttırmanın, sakin bir zihin oluşturmayı öğrenmekle mümkün olacağından bahsedilmiş. Tıpkı koçluk hizmetinin bulanık bir akvaryumu filtrelediği gibi, müşterinin zihnindeki duygu, düşünce ve inanç kalıplarını da fark edebilecek sakin bir zihin haline ulaşmasına aracı olduğu gibi. Yine kitabın ilerleyen bölümlerinde odaklanma başlığında tarif edilen noktalar da bu konuyla örtüşüyor. Oyuncu odaklanmayı başardığında zihni sessizleşir zihin bulunduğu anın içinde kalabilmeyi başarırsa da sakinleşir. Odaklanma zihni içinde bulunulan anda ve mekânda tutmaktır. Benlik 1’in benlik 2’yi daima eleştirdiğini yargıladığını ve sonunda kendini gerçekleştiren kehaneti doğurduğunu söyler. Oysaki kendini eleştirmeden fakat gerçeklikten de kopmadan olanı olduğu gibi görme halinde kalan zihin çözüm üretmeye başlar. Koçluk sürecinde de koç kişiyi anda tutar zihnin sakinleşmesine, ana meseleye odaklanmasına ve gerçek potansiyeline ulaşmasına alan açar.
Gallwey, Kişinin kendi deneyiminden daha iyi bir öğretmen olmadığını savunur. Sözel talimatların bir işe yaramadığı hatta onların öğrencilerinin gelişimini baltaladığını fark etmiştir. Bu noktadan hareketle çalıştırdığı tenisçilere yapacakları hareketi sözel talimatlarla anlatmaktansa bir cam pencerenin karşısında kendisini izleyerek çalışmasını önerir. Bence John Whitmore bu öğrenmeden etkilenerek koçlukta tavsiye verme, yansıtma yap, müşterinin kendisini görmesi için ona ayna ol sistemini kurgulamış olabilir.
Kitapta fazlaca canlandırma tekniğinin başarı oranındaki olumlu etkisinden bahsediliyor. Benlik 2 için bir resim yüzlerce kelime eş değerdir benlik ikinin kullandığı dilin sözel değil imgesel ve duygusal olduğunu söylüyor resimleri göstermenin kelimeleri göstermekten daha etkili olduğunu hareketi göstermenin ise onu anlatmaktan daha etkili olduğunu birkaç farklı yerde vurguluyor. Bu kitabı okuduktan sonra koçluk seanslarında özellikle müşterinin amacına olan inancını ve motivasyonunu artırmak için canlandırma tekniğini daha sık kullanmaya karar verdim.
Koçluk hizmeti alan kişilerin büyük oranda kendilerinde bir davranış değişikliği yapmakla ilgili bir niyetleri oluyor. Bu kitapta eğer kişinin yerine koyacak yeterli bir şey yoksa bir alışkanlıktan kurtulmasının zor olduğunu söylüyor. Eski alışkanlıkları değiştirmek için onlarla savaşmanın gereksiz olduğunu bunun yerine işe yarar yeni alışkanlıkları fark etmesi gerektiğini vurguluyor. Bu durumu YİV teorisi olarak açıklamış. Yani davranış kalıplarını tekrarlamak için gösterdiğimiz yatkınlık. Yeni bir yiv edinmenin yollarından birinin eleştirel olmayan gözlem olduğumu söylüyor ki bu durum ben de bir koçluk seansı içerisinde mevcut durum analizinin farkındalık yaratmada ne kadar önemli bir bölüm olduğunu fark ettirdi. Umut hocamızın rönesans tekniği olarak yapılandırdığı bilişsel davranışsal öğrenmeyi aktive eden koçluk yaklaşımı bu noktada çok işe yarar diye düşünüyorum. Kişinin ulaşmayı idealize ettiği durumla, mevcut durumda yaptığı somut gerçeklerin arasındaki boşluğu göstermek ve neye ihtiyacı olduğunu tespit etmesine aracı olmak yeni bir Yiv oluşturma konusunda etkili olabilir.
Gallwey raketi savurduğunuzda kendinizi nasıl hissettiğinizi anlamaya çalışın diyor. Kitabın farklı bölümlerinde bu konunun üzerinde oldukça duruyor. Koçluk seanslarında müşterinin amacını öğrendikten sonra önemsediğim ve uygulamaya çalıştım şeyle bağdaştırdım bunu. Amacı aldıktan sonra mutlaka amacınız gerçekleştiğinde nasıl hissedeceksiniz? Ne olacak? Bu amacın gerçekleşmesi hayatınıza nasıl etki edecek gibi farklı noktalarda amacı içselleştirme soruları sorarım.
Son olarak Kitapta bu zamana kadar hiç düşünmediğim yeni bir öğrenmeden de bahsetmek isterim. Olumlu veya olumsuz değerlendirmelerin birbirinden farksız olmadığı iddiası. Bir şeyi olumlu olarak görmek aynı davranışı sergileyemediğinde yargılanacağın ve başarısız olacağın inancını doğurur diyor. Bu da üzerine düşüneceğim yeni bir alan açtı bana.”
Şimdi sizlerden derlediğimiz kitap hakkındaki görüşlerinizi içeren bölüme geldik. M.İlker Aksoy’un moderatörlüğündeki bu bölümde sırası ile,
Özlem Demiray, Benlik-1 ve Benlik-2 çatışması ve gücü, bizi durdurması, benlik-2’nin uyumlu ve yaratıcı tarafı, hayal kurmanın nasıl katkı sağlayacağı, yiv oluşturma, alışkanlığı silmeye çalışma, yenisini oluştur ve devam et döngüsüne,
Canan Gencer Mayuk, J.Whitmore’un P=p-p formülüne, gerçek potansiyeli ortaya çıkmasına, içsel oyuna, sakin zihin haline, odaklanmaya, anda kalmaya, kişinin kendi deneyiminden daha iyi bir öğretmen olmamasına, camdan izlemeye, yansıtma ve ayna olmayı görmüş olmasına, davranış değiştirmesine, yiv ile umut hocanın rönesans tekniğinin benzerliğine, yeni öğrenmeye, olumlu düşünmenin olumsuz düşünmeden farklı olmadığına, olumlu olarak olduğunda yargılayacağınız anlamına geldiğine,
Vildan Akdoğan, doğal yolla öğrenme yeteneğini unutmamıza, hislerimizle bağlantımızı kopmasına, çocuk öğrenmesinden bunu görebileceğimize, müşterinin kendi çözümün kendisinin bulmasına, görselleştirmeye, resmetmeyi kullanmaya, Sayfa 158’deki rekabete, koçluk aracı önerisi olduğuna,
Menekşe Cavcav, sadece kazanmaya değil, oyuna da odaklanmaya, gözlem ve koçluk ekosistemindeki kirliliğe,
Özlem Şahin, Sayfa 149’daki oyuncunun korttaki tutumlarına, dışsal ve içsel oyunlara, aynada gözlemlemeye, kendisini kendisinin görmesine, odaklanmak ve anda kalmaya,
Okan Çilingiroğlu, neyin doğru ya da yanlış olduğuna değil ne yapmamız gerektiğine odaklanmaya ne ve nasılın baskınlığına ve Benlik-2’deki karşılık buluşuna, Bunun tersine Simon Sinek’in Start with Why’da değindiğine, neden sorusunun önemine, Benlik-2’nin nedeni merak etmesine ve bir koçluk aracı bulgusu olduğuna, Dur, geri çekil, anlamaya çalış, düşüncelerini toparla: STOP izleğine,
Betül Yardımcı, kitaptaki su aygırı örneğine, koçvari anne baba olmanın önemine, rol modele, resimler ve görsellerin öğrenmedeki önemine, faal bir tenis oyuncusu olarak kendi süreci ile Gallwey’in önerilerindeki benzer noktalara ve bir koçluk aracı bulgusu olduğuna,
Gamze Ürkmez, kitabı okumayan birinin gözü ile kitap kulübünden ne beklediğine, nerede yanlış yaptığımızı göstermek yerine izletmenin önemine, gelişim odaklı, öğrenme odaklı olmaya, hızlı ve yavaş düşünmeye (Kahneman),
Deniz Kuş, zihnin çarşaf gibi sakin ve sessiz olduğunda üst düzey performansın ortaya çıkmasına, mükemmeliyetçilerin kendini kurallara çok bağlamasına, zihnin sessizliğe ulaşması gerektiğine ve nasıl olacağına, Meditasyonun önemine, hareketlerin düşüncelerden daha hızlı gerçekleşmesine, kriz zamanlarında Benlik-1’e zaman kalmadığında Benlik-2’nin harekete geçmesine, hareket ve zihin hızına,
Halime Arzu Bayram, bazı oyuncuların Benlik-1’in performansını düşürdüğü halde, yine de Benlik-1’e ses verdiklerine, orada bulunma amaçlarına, bir yerde ne için bulunduğumuzu fark etmeye, İyi hissetmek isimli kitapta yer alan bilişsel çarpıtmalara, Dört Anlaşma isimli kitaba, Benlik-1’i biz büyütmemize,
Figen Tayfun, meditasyonun önemine, nefes ve nefesin yönetilmesine, koçluğa başlamadan önce parlak bir zihnin nasıl oluşturulacağına, bu durumun kaygıyı nasıl geçirdiğine,
Özgül Kavaz, konsantrasyon ve öğrenmeye odaklanmaya, canlandırmaya,
Seda Şen, Benlik-1’in farkındalığını yaratma seviyemize, yiv kavramına, yeni yollar açmaya, örnek olarak gözü kapalı yapılan dansın nasıl akışı başlattığına,
Kadir Akhan, anne baba açısından bakmaya, çocukları nasıl yetiştirmeliyiz sorunsalına, yansıtma ve takdirin önemine, etkilediğimiz insanları düşünerek hareket etmemize,
Ali Yıldız, Agile kavramının onu nasıl koçluğa getirdiğine, diğer insanlara da ailemizdekilere davrandığımız gibi davranmamıza, doğal öğrenmeye,
Satı hanım, Şiddetsiz iletişim (M.Goldsmith) ile bağlantısına, cümlelerin arkasındaki ihtiyacı görmeye ve bir koçluk aracı bulgusu olduğuna, değindi.
Sona yaklaşırken Şenol Kaptan hocamız, Etkiletişim zinciri için Kitap Kulübünde üçüncü kitap olarak Umut Hoca’ nın Mutluluk kitabını planlamanın öneminin, bu kitabın kimlere mesaj verdiğinin altını çizdi. Burada kişinin, koçun, ebeveynin, yönetici ve liderlerin alacağı çok mesaj olduğuna vurgu yaptı. Bir sonraki kitabımız olan “Performans için koçluk” ta Benlik-1 ve Benlik-2’ye yönetici ve lider olarak bakmanızın önemine dem vurdu. Bunu “Birinin yokluğu diğerinin varlığı anlamına gelmiyor. İkisinin varlığıyla oynanan bir oyun bu. Yönetici ve Lider kavramlarının birlikte oynadığı bir iş dünyası var. Aynı anda oynanıyor. Liderliğin yönetim zafiyeti ile yürümesi mümkün değil. Aynı zamanda liderlikten eksik bir yönetimin de çok ciddi eksik kaldığını unutmayalım. Karşılıklı ilişkiye dikkatinizi çekmek istiyorum.” ifadesi ile dile getirdi.
Son olarak Dr. Umut Ahmet Tarakcı hocamız, “Benlik-1 iyi bir şey… Benlik-2 ye geçip, sonra tekrar Benlik-1 e dönüyoruz. Peki neden? Çünkü, Benlik-1 hırslı olan, egolu olan, başarma isteği olan taraf…
Fakat ilginç olan, tenise götüren Benlik-1, oynayan ve başarı sağlayan taraf Benlik-2…Ortada iki faydalı şey var. Benlik-1 faydasız değil, Benlik-1 ve 2 ile denge sağlamamız gerekir. Ne zaman Benlik-1 de olacağız, ne zaman Benlik-2’de olacağız ve istediğimiz zaman Benlik-2’ye geçebiliyor muyuz? Benlikler mi bizi yönetiyor, biz mi benlikleri yönetiyoruz.
Pozitif anlayış, biraz fazla olduğunda hayat daha kötüye gidebilir. Ne karamsar ne Pozitif olacağım, Sadece gerçekçi olmak kalıyor. Bu da mümkün değil, duygu diye bir şey var.
İşin doğrusu; Pozitif olma başka bir şey, olumlu olmak başka bir şeydir. Dilin kendisinin de iyi olması gerekiyor. Bu kitapta “Dili tedavi” etmek konusuna değinilmiş. Dili eğitmek… Kendinle konuşma biçiminde seçtiğin kelimelerin nasıl olacağını, vurgunun nasıl olacağını, soru setinin ne olacağını, önce neyi düşüneceğini belirlemek… Yani o anda neye odaklanacaksın?
Odak, o anda yaptığın şeyi tercih edebilecek kadar farkındalık enerjisini verebilmektir. Pozitif konuşmadan ziyade, pozitif kelime seçimi, pozitif vurgu önemlidir. Yani kendinle ilgili doğru kelime ve doğru soru setini seçerek konuşuyor olmak …
Kitap, tenisi, tenisteki duyguları, tenisteki hareketleri, tenisteki düşünceleri parçalara ayırmış. Kavramları küçük küçük tarif etmiş, o sayede transfer edip dönüştürebiliyor. Bir koçluk seansında, o seansı bölebiliyorsak, alt kavramları bulabiliyorsak, süreçleri durup, parçalara ayırabiliyorsak o zaman onu yönetebiliriz. Küçük lokmalara ayırmadığımız şeyi yutamıyoruz. Tenisi küçük lokmalara ayırmış ve her biri için yorum yapmış. Durmuş, bakmış ve ayırmış. Tarif etmiş. Tarif ettiğin müddetçe transfer edebiliyorsun, öğretebiliyorsun. Tamamen bir kişisel öğrenme kitabıdır. Aynı koçluktaki gibi. Dışarıdaki bir bilgiyi öğrendiğinde bu “bilgiyi öğrenmek” oluyor, kendinle ilgili bir bilgiyi öğrendiğinde “olgunluk” oluyor, “koçluk” oluyor, “gelişim” oluyor.
Kitapta kendinle ilgili yapacağın ilişkiyi öğrenme metotlarını analiz etmiş, parçalara ayırmış. Toparlarsak, iyi bir koç yaşanan bir gerçekliği iyi ya da kötü diye tarif etmez. Yani Benlik-1 de bizim için iyi, Benlik-2 de bizim için iyidir. Ne işe yaradığını anlamak için oradayız.
Odaklanma kötü bir şey olduğunda kötü bir şeydir, iyi bir şey olduğunda iyi bir şeydir. Odaklanmayı da düşünmemiz gerekir. Çevredeki ezberler benzer şekilde kitabın içinde de var. Fakat koç, olayı anlamalı, duymalı fakat ezbere kaymamalıdır. O ezberin dili ile konuşmamalıdır. Çünkü o zaman müşteri Benlik-1 de kaldığında yargılarsın, ana geçemediği için yargılarsın. Halbuki Benlik-1 de kaldığında ne fayda yaratıyor, neden orada kalıyor, onu anlamaya çalışmak gereklidir.
Kavramları öğrenelim, tartışalım, tartışırken de objektif duralım. Herkesi eleştirelim, kendimizi de süreçleri de eleştirelim. Faydaları ve zararları görebilelim.” tespiti ile tüm konuşulanları toparladı.
Sıradaki toplantımızı 27 Şubat 2024’de gerçekleştireceğiz…Kitabımız Sir John Whitmore’dan Performans için Koçluk olacak. Sağlıcakla kalın.
Yeni yılınız kutlu olsun.